Öncelikle, yarım kilo baklava ve 50’lik bir rakıyla beraber gelmenizi tembihlemem gerekir. Çok özlüyorum ulen. Şaka bir yana, Tokyo’yu ziyaret edecekler açısından bence en önemlisi mevsim. Eğer 9000km öteden Japonya’ya gidip yapacağınız bu geziden biraz tat almak istiyorsanız kış ve yaz ayları için kesinlikle plan yapmayın. Dondurucu soğuklarla, fırtınalarla ve Antalya’nınkisinden beter, bunaltıcı nemle uğraşmak istemiyorsanız bu içten tavsiyeme kulak verebilirsiniz. Tabii istisnai olarak burada kayak yapmayı planlayanları, sadece yaz aylarında tırmanılabilen Fuji Dağı’na gidecekleri; veya sadece belli dönemlerde gerçekleşen, özel bir festivala varsa ona katılacakları ayrı tutuyorum. Eğer kiraz çiçeklerini (sakura) merak ediyorsanız mart – nisan ortası bir mevsim gezginler için en uygunu olacaktır. Benim gibi “Hayır, ben kırmızı yaprakları görmek istiyorum”culardansanız o zaman ekim ortası ile aralık başı Tokyo’nun en güzel biçimde kızardığı döneme denk gelir. Biraz da sonbahar yağmuruyla beraber tabii.

Onun dışında buraya gelenlerin en az bir hafta ayırmasını öneririm. O kadar yol katedip de burada bazı görülecek yerleri harcadıklarında, insanlar adına çok üzülüyorum. Tokyo’dan bile daha çok sevdiğim Yokohama olsun; Tokyo’nun hemen batısındaki Kanagawa eyaletine bağlı Fuji Dağı ve çevresindeki goller olsun Tokyo etrafında gezilip görülecek pek çok yer var. Lütfen bunları görmeden dönmeyin. Gelmeden http://www.japan-guide.com/ sitesine mutlaka göz atmayı unutmayın. Tokyo ve Japonya ile ilgili her şeyi buradan kolaylıkla bulacaksınız.
Ciao,
Ekin B.